20 Mart 2020 Cuma

Nevruz Nedir? 

Nevruz tarihçesi Nevruz neden kutlanır?




Bir toplumun kültürünün en zengin örneklerinden biri bayramlardır. Bayramlar, milli veya dini olmak üzere, her millette görülür ve toplumun bütün fertlerinin ortak katılımıyla büyük bir coşkuyla kutlanır. Milli kimliğin oluşturulmasında ve sürdürülmesinde bayramların önemli bir yeri vardır. 

Nevruz Kelimesinin Etimolojisi

araştırmaya göre Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz (Azerice: Novruz,  Farsça: Noruz, Kazakça: Nawrız, Kırgızca: Nooruz, Kırım Tatarcası: Navrez, Kürtçe: Newroz, Özbekçe: Navro‘z, Türkmence: Nowruz); Afganlar, Anadolu Türkleri, Arnavutlar, Azeriler, Farslar, Gürcüler, Karakalpaklar, Kazaklar, Kırgızlar, Kürtler, Özbekler, Tacikler,  Türkmenler ve Zazalar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı.

Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/Yenigün bayramı adıyla kutlanır.

Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.

Orta Asya'dan Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, her ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür.

Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı'nın Anadolu'da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır.

Nev (yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve Yenigün anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere birçok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarakta kutlanır.

Nevruz Kutlamalarının Tarihi

Çin kaynaklarına göre Türkler, milattan yüzlerce yıl önce, “21 Mart”ta hazır yemekleriyle bahar şenlikleri için kıra çıkar ve baharın gelişini yeniden diriliş anlayışı içinde kutlarlardı. Kaynaklar, Türklerde yılbaşı gününün baharın başlangıcında olduğunu işaret etmektedir. İlkbaharın başlangıcı, mart ayıdır. 12 hayvanlı Türk takviminde de yılbaşı, 21 Mart Nevruz günüdür ve Türkler bugüne “yengi gün” demektedirler. İslami dönemle ilgili kayıtlara baktığımız zaman, “Nevruz Bayramı”nın ilk izlerini genellikle 10. Yüzyıl metinlerinde görüyoruz. Nevruz’u İran geleneğine bağlayan Firdevsi’nin Şehnamesi de dahil olmak üzere (Firdevsi 940-1020 tarihleri arasında yaşamış ve bu eserini de 1004 tarihinde tamamlamıştır), bu tarihten önceki dönemlere ait İran metinlerinde Nevruz’a rastlanılmaması, bu bayramın ilk kez Türkler arasında ortaya çıktığı kanaatini uyandırmaktadır.

Türk Devlet ve Topluluklarında Nevruz

Bugün Nevruz, Türk devlet ve topluluklarında çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Nevruz’un en coşkulu kutlandığı ülke, Nevruz’un büyük bir ihtimalle ortaya çıktığı coğrafya olan Azerbaycan’dır. Azerbaycan’da her yıl, Mart’ın 21 ile 23’ü arasında Nevruz bayramı büyük törenlerle kutlanır.

Mezarlık ziyaretleri yapılır. Bu ziyaretlerde hazırlanan helva, pilav ve diğer yiyecekler fakirlere dağıtılır. “Gapı Pusma”, “Suya Yüzük Atma”, “Su Başı”, “Baca Baca” adetlerinde, uzun yılların gelenekleri çeşitli motif ve oyunlarla sürdürülür. Semeni göğertilir, (tohum çimlendirilir). Azerbaycan’da Nevruz’dan sonraki en önemli gün, ahir çerşenbe (son çarşamba) günüdür. Bu güne “ılin ahir tek tek” günü de denir. Mart ayı içindeki dört haftanın çarşamba günleri de önemlidir. Buna “üskü” denilmektedir. Ahir Çerşenbe’den önceki salı günü, mezarlığa giden erkekler, Fatiha okuyup dönerler. Azerbaycan’da Nevruz kutlamasının derin kökleri vardır. Zerdüştlükten önce M.Ö. 1500-1200 yıllarında bu bayramın, Azerbaycan topraklarında kutlandığı anlaşılmaktadır.

Orta Asya'daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türklerinin yanı sıra Balkan Türklerininde Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır.

Ayrıca Nevruz, bir Türk boyu olan Tahtacı Türkmenleri’nde de büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Tahtacı Türkmenlere göre, Nevruz bayramı, Mart’ın dokuzudur ve Sultan Nevruz olarak adlandırılır. Nevruz, Tahtacı Türkmenlerinin yaylaya çıkışı günleri olan, 22-23 Mart günlerinde kutlanmaktadır. Tahtacı Türkmenleri Nevruz’u, ölülerin yedirilip içirildiği gün olarak kabul ederler. Burada eski Türk inanç sisteminin, atalar kültürünün derin izlerini görmek mümkündür.

İranlılarda Nevruz

Çok sayıda araştırmacı, Nevruz merasimlerinden ve tarihinden bahsetmiştir. Bazıları onu Zerdüştlükle, bazıları onun İslam öncesi bir döneme rastlamasına rağmen İslâm dini ile ilişkilendirmeğe çalışmış, fakat tüm bu çabalara rağmen, Nevruz nağmelerinde, kutlama figürlerinde, dinlerden önceki tasavvurlar, tüm aydınlığı ile ortadadır.

Ömer Hayyam “Nevruznâme”sinde şöyle diyor: “Cemşit bu günü Nevruz (yeni gün) olarak adlandırmak için ferman verdi. Her yıl Ferverdin ayının başlangıcında bayram etmeyi, yeni yılı o günden başlatmayı emretti. O zamandan itibaren Ferverdin ayının 1. günü (21 Mart) İran resmi takviminin ilk günüdür. Yukarıda da belirtildiği gibi, Firdevsi, “Şehname”sinde Nevruz bayramının İran takviminin ilk ayı olan Ferverdin’nin başında kutlandığını söyler. Nizami Gencevî “İskendernâme”, Alişir Navayî “Seddi İskender” adlı eserlerinde M. Ö. 350 senesinde Nevruz’un halk bayramı olarak kutlandığını yazar.

İranda Nevruz’un, İslamiyet’in kabulünden sonra, iki aşamada kutlandığı, birincisine Nevruzi Amme, (21 Mart) ikincisine Nevruzi Hasse denilmektedir. Nevruzii Amme’de, Adem Peygamber’in yaratıldığına ve yıldızların o tarihte dönmeye başladığına inanılmaktadır. Nevruzi Hasse ise, hükümdar Cemşit’in tahta çıkışı ve tebaasına adaletle hükmedişinin başlangıç günü olarak benimsenmişken, bu tarih Mart ayının 28. günü olarak belirlenmiştir.

Kürtler, Kawa Efsanesi ve Nevruz İlişkisi

Bugün hiçbir bilimsel temele dayanmayan ve ideolojik amaçlarla Nevruz’u Kürt topluluklarıyla irtibatlandırıp, onun Kürtlere ait bir bayram olduğunu ileri sürenler, bu görüşlerini “Demirci Kawa” efsanesine dayandırmakta, mitolojiden yola çıkarak, Nevruz bayramını, bayram havasından uzaklaştırıp, bir isyanın yıl dönümü olarak kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. İsyanın yıl dönümüne mesnet olarak Kawa Efsanesi kullanılmak istenmektedir. Kawa Efsanesi’nde önemli figür Dahhak veya Azdahak’tır. İslami kaynaklarda Dahhak olarak geçen kelime, Avesta’da (Zerdüşt’ün öğretileri) Azi Dahhak, Pers literatüründe Azdahag, Ermenice’de ise yine Azdahak şeklindedir. Avesta’da Azi, yılan veya ejderha anlamına gelir. Geleneksel Ön Asya folkloründe, Dahhak tarihi ya da mitolojik bir şahsiyet olarak ortaya çıkar. Fars literatüründe Dahhak bir Arap kralıdır. Nevruz Dahhak’ın öldürülüşünün yıldönümü törenlerini ifade eder. Efsaneye göre Dahhak, İranlıların büyük hükümdarı Cemşid’den sonra İran ve Turan tahtına oturan beşinci hükümdardı. Dahhak’ın iki omzunda kimilerine göre iki çıban, kimine göre de iki yılan çıkmıştır ve yılanlar insan beyniyle beslendiğinde Dahhak rahatlamakta aksi taktirde Dahhak’a büyük acılar vermektedir.

Dahhak motifi, Hint İran ortak mirasının eski bir ürünü ise de, ona ait en erken referans Avesta’da bulunur. Pehlevi metinlerinde Dahhak ile ilgili en önemli anlatım, onunla Feridun’a atfedilen eskatolojik roldür. Rivayete göre Dahhak, Feridun tarafından yakalandığı zaman öldürülmeyip, Demavend dağında zincire vurulur. Ancak o zincirlerini kırarak kurtulur ve yeryüzündeki zulme devam eder. Daha sonra Kirsasp adında bir kahraman tarafından öldürülür. Bunun üzerine bütün yeryüzü bayram eder ve o gün Nevruz kutlamalarının başlangıcı sayılır.

Nevruz Kutlamalarının Dinler Tarihindeki Yeri

Asya kavimlerinin bir kısmında, ortak olarak kutlanılan Nevruz bayramının, İslam tarihi kaynaklarında araştırmasını yaparken, bu kaynaklardan bazılarının Nevruz’u, Zerdüşt dinine bağladığına tanık olmaktayız. Şehristani’ye göre Zerdüşt Azerbaycanlıdır ve dolayısıyla Nevruz geleneği ilk olarak Azerbaycan Türkleri arasında ortaya çıkmıştır, Mecusttere göre de Zerdüşt Azeri asıllıdır. İslam tarihçisi Kalkaşandi’ye göre Nevruz miladi XV. yüzyılda, Mısır’da, Suriye’de ve Filistin’de Müslümanlar arasında kutlandığı gibi, Hıristiyanlar arasında da kutlanmaktaydı.

Nevruz bayramı ile ilgili günümüze ulaşan dini inanışlardan bazıları şöyledir:

Ulu Tanrı, dünyayı gece ile gündüzün eşit olduğu Nevruz’da yaratmıştır.

İnsanlığın atası kabul edilen Hz. Adem’in çamuru, Nevruz’da yoğrulmuştur.

Nevruz’a ilişkin bir diğer dini inanışta kardeşleri tarafından bir kuyuya atılan Hz. Yusuf, bir bezirgan tarafından Nevruz’da kurtarılmıştır. Ayrıca Musa Peygamber’in asasıyla Kızıldeniz’i yararak taraftarlarını kurtardığı gün de Nevruz günü idi. Bir yunus balığı tarafından yutulan Yunus Peygamber, Nevruz’da karaya bırakıldı. Tanrı insanları yarattığı zaman, evrendeki bütün yıldızlar koç burcunda toplu halde bulunmakta idi. Nevruz’da Tanrı bütün yıldızlara feleklerine dönmelerini emretti.

Nevruz hakkındaki İslami rivayetleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:.

Allah, dünyayı geceyle gündüzün eşit olduğu gün olan Nevruz’da yaratmıştır,

İlk insan olan Adem, Nevruz’da yaratılmıştır.

Hz. Muhammed’e peygamberlik bugün ihsan edilir.

Adem ile Havva cennetten kovulduktan sonra, tövbesinin kabul edilip, yeryüzünde uzun bir ayrılığın sonunda Nevruz günü buluşmuşlardır.

Nuh’un gemisinin karaya oturduğu gün Nevruz günüdür.

Musa peygamber asasıyla denizi yarıp, İsrail oğullarını karşı kıyıya Nevruz günü geçirmiştir.

Alevi Bektaşi rivayetlerine göre Nevruz Hz. Ali’nin doğum günüdür. Hz. Fatma ile evlendiği gün de Nevruz günüdür.

Şia inancına göre Hz. Ali’nin peygamber tarafından halife ilan edilmesi de Nevruz gününe rastlamaktadır.

İbrahim peygamberin Urfa’da ateşte yakılmak istendiği gün,

15 Mart 2020 Pazar

Tanıştığımız iyi insanlar da, rızkımızın bir parçasıdır...

 ONLARI KIRMAYIN ..İNCİTMEYİN..

 EGOLARIMIZI  HIRSLARIMIZI TÖRPÜLEYEREK İNSANCA DUYGULARLA DONATIN YAŞAMINIZI BAKIN GÖRÜN HER ŞEY NASIL DA GÜZEL OLACAK..DAMAKLARINIZDA TADI KALACAK GÜLÜŞLERİNİZİN ..HER YER ÇİCEKLENECEK UMUDUN SEVGİNİN ÖNYARGININ YERİNE KEKİK KOKUSU SARACAK BEDENİNİZİ...

İYİ İNSANLARI KIRMAYIN..KIRMAYIN

ergün YILDIZ..