9 Şubat 2017 Perşembe

Hızır Orucu 13-14-15 Şubat Günleri Tutulacak..2017



Hızır orucu

Hemen hemen tüm inançlarda oruç ibadeti vardır. İnsanlar çeşitli nedenlerden dolayı ve farklı şekillerde oruç tutarlar.

Kimi insan Yaratana şükür etmek, var olmanın bilincinde olduğunu beyan etmek için oruç tutar.

Kimisi dileklerinin yerine gelmesi, isteklerinin kabul olması için tutar.

Kimisi yerine gelen dilekleri için adakta bulunup adağını yerine getirdiği gibi oruçta tutar.

Kimisi cehenneme gitmemek, cennete gitmek için tutar.

Kimisi bedenini ve dolayısıyla ruhunu disipline etmek, denetim altına almak, nefsine hakim olmak maksadıyla oruç tutar.

Kimisi olgunlaşmak, derinleşmek ve bazı şeylerde yoğunlaşmak için oruç tutar.

Oruç tutmak günün belli bir zamanında yemek yememe ve su içmeme şeklinde olduğu gibi bazı oruçlarda belirli günlerde hayvansal yiyecekler yememe şeklinde olabiliyor. Yine ömür boyunca veya belli bir zaman süresince bazı yiyeceklerden uzak durmak gibi oruç şekilleri de vardır.

Hasılıkelam amaçları ve tutma biçimleri bir birinden farklı çeşitli oruçlar vardır.

Biz Alevilerin temel iki tane orucu vardır. Bunlardan ilki Muharrem Orucudur (Muharrem orucunun bir diğer adı da On İki İmam Orucu ve Matem Orucudur).

Muharrem orucu dışında bizlerde Hızır Orucu vardır.

Bu iki orucun yanı sıra daha çok dervişlik yolunda olan, dervişçe bir yaşamın sahibi olanların tutmuş olduğu 48 perşembe orucu vardır. Ancak bu 48 perşembe orucu toplumun genelini kapsamıyor.

Tuttuğumuz iki oruçtan biri olan Hızır orucunu biz Aleviler neden tutuyoruz?

Hızır orucunu nasıl tutuyoruz?

Ne zaman tutuyoruz?

Hızır orucunun kaynağı nedir?

Biz Aleviler her yıl 13-14-15 Şubat tarihlerinde Hızır orucunu tutuyoruz. Bu tarihler dışında da Ocak ve Şubat ayı içerisinde bu orucu tutanlarda olmakla beraber genel olarak bu orucu 13-14-15 Şubat tarihlerinde tutuyoruz.

Hızır orucunun kaynağı ile ilgili, çıkış noktası ile ilgili birden fazla olay var. Bunlardan iki tanesini paylaşalım.

Nuh peygamberin gemisinin fırtınadan sulara gömülmemesi ve fırtınanın dinmesi sonucu gemide bulunanların üç günlük şükür orucu tutmaları.

Hz. Ali ve Hz. Fatma'nın çocuklarının hastalanmaları üzerine üç gün oruç tutmaları ve her üç günde de tam oruçlarını açacakları sırada birden kapılarına dayanıp onlardan yardım isteyen kimsenin ortaya çıkması ve oruç açacakları yiyecekleri bu kişiye vermeleri (farklı kişiler görünümünde her defa gelen Hz. Hızır'dır ve Hz. Ali ile Hz. Fatma'yı sınamaktadır).

Bu iki olay bize Hızır orucunun bir şükür orucu olduğunu gösteriyor.

Bir şükür orucu olan Hızır orucu aynı zamanda Hz. Hızır'ın şahsında yüce Yaratıcıdan bereket ve rahmet istemenin, esenlik ve kurtuluş dilemenin, dostluk ve dayanışma talep etmenin, paylaşım ve kardeşlikte buluşmanında orucudur.

Hızır orucunda sahura kalkmak yoktur. Gün doğumu ile gün batımı arasında hiç bir şey yememe ve içmeme şeklinde tutulur. Gün batımı ile ağız mührü açılır.

Hızır orucunda, oruçlar açıldıktan sonra her tür yiyecek ve içecek yenilip içilebiliniyor. Yani Muharrem orucunda olduğu gibi et yememe ve su içmeme gibi bir kural yoktur.

Oruç açıldıktan sonra bir araya gelinir, delil uyandırılır ve başta Hz. Hızır ile ilgili olmak üzere erenler hakkında menkıbeler anlatılır, hakikate dair bilgiler paylaşılır, deyişler söylenir.

Üç günlük oruçtan sonra dergahlara ve ziyaretlere gidilir. Kurbanlar kesilir, cemler tutulur ve o yılki Hızır orucu noktalanır.

Hızır orucunu her kim ne amaçla tutuyorsa dilde dileği, gönülde muradı gerçek olsun.

Hızır aşkına yanan delillerin ışığı hanemizi aydınlattığı gibi gönlümüzde aydınlatsın.

Helal kazançla kazanıp Hızır aşkına pişirip meydana getirdiğimiz lokmalarımız yiyenlere helal olsun, hazırlayıp yedirenlere delil olsun.

Tuttuğumuz oruçlarımız ailemize birlik, huzur, bereket getirsin. Toplumumuza ağız tatlılığı, birlik ve dirlik getirsin.

Hz. Hızır her dem dara düşenlerin, zorda kalanların, umudunu yitirenlerin, çaresizlerin ellerinden tutup onları gerçeğe yönlendirsin.

Gerçekler demine, Allah, eyvallah
------------------------------------------------------------------------------

Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığından alınan bilgiye göre,Hızır Orucu 13-14-15 Şubat günleri tutulacaktır…

Hızır Orucu (13-14-15 Şubat) ve Hz. Hızır

Hızır Aleyhisselam, Hz. Musa zamanında yaşamış. Ab-ı hayat (ölmezlik suyunu) içerek ölümsüzlüğe erişmiş. Kendisine Allah tarafından batın ilmi (ledün ilmi) verilerek Hz. Musa’yı eğitmekle görevlendirilmiş, tasavvuf ehli tarafından gerçek bilgiye sahip olmuş yetkin insanın (insan-ı kâmil) simgesi sayılmış. Halk arasında dar zamanlarda imdadına yetiştiğine inanılan bir peygamber veya erendir.

Misafir gelirse kısmeti bile
Misafir Hızır arzulu dile
Hatayi uğrunu tut vergil ele
Mihmanlar siz bize safa geldiniz

hakAleviler her evine gelen misafiri Hızır diye karşılar. Kendisine mihman eder ve bütün cömertliğini gösterir, yarin yanağından gayri mihmanıyla her şeyi bölüşür.
Misafirperverliğini gösterir ve mihmanını uğurlar çünkü mihman Hızır’dır, Hakk’tır, mihman gelene eve bereket gelir (Bakara suresi ayet 3).
“(O takva sahipleri ki) onlar gaybe inanırlar. Kendilerine rızk olarak verdiğimizde de Allah yolunda harcarlar.” İşte ayetteki rızk ve Alevilerin işte cömertliği ve işte paylaşmanın güzel örnekleri.

Hızır Aleyhisselam, İlyas Aleyhisselam ve İskender-i Zülkarneyn, birlikte ab-ı hayat suyunu aramaya çıkar. Hızır ve İlyas bu suyun kaynağını bulup içmişler ve ölümsüzlüğe ermişlerdir. Hızır ve İlyas sağdır yaşamaktadır. Hızır karada, İlyas denizlerde, yardıma muhtaç olanlara zor durumda olanla yardım ederler. Yetiş ya Hızır diyenlerin carına yetişirler.

Zulmet deryasına nur edip gelen
Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir
Garibim, mazlumun halinden bilen
Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir.

Hızır ve İlyas yılda bir kez (6 Mayıs Hıdrellez) gününün gecesi bir gül ağacının altında buluşurlar. İşte bu güzel inancımızı ve geleneklerimizi yaşatmak, gelen nesillere aktarmak bizim kutsal olan bir görevimizdir.



Hızır Orucu Nedir?

Nuh Peygamber’in gemisi fırtınaya tutulmuş, halk feryat edip Yetiş ya Hızır, Bizi Kurtar diyerek dua etmişler. Allah tarafından duaları kabul olunur ve fırtına diner. İşte o zaman yüce Allah’a şükür orucu olarak 3 gün oruç adanmışlar. Bu oruç o günden, bu güne kadar önemini hiç kaybetmeden tutulagelmiştir ki, yüce Allah insanların dar günlerinde yardımcısı ve gözcüsü olsun.

Hızır orucu eski (Rumi) takvime göre 31 Ocak-2 Şubat arası 3 gün tutulurdu. Yeni Miladi takvime çevirdiğimiz zaman 13-14-15 Şubat günlerine tekabül etmektedir. Birlik ve beraberliğimizin sağlanması için yek vücut olarak bu günlerde tutulmalıdır.

Tasavvufta Hz. Hızır

Tasavvufçulara göre Hz. Musa zahir ilmini, Hz. Hızır da Batın ilmini (Hakikat) temsil eder. Dört kapının son halkası hakikattir. Hz. Hızır Allah tarafından sunulup, kalbe yerleştirilen Ledün İlmini Hz. Musa’ya vermekle ona mürşitlik etmiştir.
Ledün İlmi: Tanrısal gizleri ve gerçekleri kavramaya çalıştığı bilgidir.
Hz. Musa, peygamber olmasına rağmen, Allah dostu olan bir kul olan Hızır’ın bildiklerini bilmiyordu. Burada ilmi sınırsız olduğu, bilinmeyen çok şeyin varlığı ispatlanıyor.



Hızır ile İlgili Kaynaklar

Hızır kıssası, Kuran’da (adı anılmadan) Kullardan bir kul diye anılmıştır. Bu gizemli kulun Hızır olduğunu bildiren hadis kitaplarıdır. Büyük din âlimi olan Buhari-Müslim-Ebu Davut-Tirmizi ve Müstedrek’tir. Hz. Muhammed de ona El-Hadır dediği rivayet olunur.
Hadislerde Hz. Hızır ile Hz. Musa gemiye bindiklerinde bir kuşun gagasıyla deniz suyundan yudumlar aldığını görür. Hz. Hızır kuşu göstererek:
- Şu kuşun ne demek istediğine akıl erdirebiliyor musun? O senin ve benim ilmimizin Allah’ın ilminin yanında denizden gagasıyla aldığı su nispetindedir.
Hz. Hızır bir Velidir, bir erendir. Sufilere göre her zaman Hızır vardır. Zorda olana o yetişir. Hızır ve İlyas kardeştir. Hz. Muhammed’i Hızır’a karada, İlyas’a denizlerde imdada yetişen diye buyurduğu ifade edilir. Ahmed Yesevi’ye manevi bilgiyi veren o dur.



Makamları

Azerbaycan’da; Hızır-ı zinde
Irak’ta; Makam-ül Hadır
Lübnan’da; Hz. Hızır makamı
Mısır’da; Hızır kapısı
Seylan’da; Hızır mağarası
Suriye’de; Makam-ı Hz. Hızır
Ve ülkemizde birçok yerlerde makamı vardır. Hz. Hızır’ın; temelini Kuranı Kerim’de bulunan en esaslı ve ana vasfı, ilahi rahmet ve sınırların bilgisine sahip olmasıdır. Hızır cömerttir, çaresizlerin çaresidir. Umutsuzlara umuttur Hızır, zorda kalanların carına yetişendir.
Cümlemizin yardımcısı, gözcüsü, bekçisi Hz. Hızır olsun.

Hiç yorum yok: