12 Şubat 2018 Pazartesi

Karıncanın Kanadı
SADİ ŞİRAZİ...BOSTAN VE GÜLİSTAN
MUSA PEYGAMBER Tur’a çıkıyordu. Yolda bir fakir gördü. Giyecek bir şey bulamadığı için, boğazına kadar kumun içine gizlenmişti. Peygamberi görünce seslendi:
"Ya Musa! Ne olur, benim için Rabbine dua et. Cenab-ı Hak bana el içine çıkacak kadar giyecek, karnımı doyurmaya yetecek kadar yiyecek versin. Yoksa artık canımdan bile usandım!"
Musa Peygamber yoksulun haline acıdı ve niyazının içine onu da kattı. Duaları kabul edilmiş, Allah fakiri bütün sıkıntılarından kurtarmıştı.
Bir zaman sonra Hz. Musa, Tur’daki münâcâtından geri dönüyordu. Fakirin bulunduğu yere gelince hayretler içinde kaldı. Artık durumu düzelen o adam, birkaç kişi tarafından yakalanmış, elleri arkasından bağlanmıştı. Çevresine toplanan halk ona nefretle bakıyordu.
Hz. Musa merakla sordu:
"Neler oluyor?"
Halk şöyle cevap verdi:
"Biraz para bulunca şarap içip sarhoş oluyordu, az önce de biriyle kavga etmiş ve onu öldürmüş."
"..."
"Yakalayıp bağladık. Şimdi de cezalandırmak için kısasa[7] götürüyoruz."
Âlemlerin yaratıcısı olan Allah, herkese lâyık olduğunu vermiştir. Eğer kedinin kanatları olsaydı, dünyadan serçenin tohumunu kaldırırdı. Öyle kimseler vardır ki, eline kudret geçer geçmez, zayıflara zulme başlar.
Bunun üzerine Hz. Musa, Rabbinin adaletine bir daha iman edip bu atılganlığı sebebiyle Ondan af diledi.
* * *
"Eğer Allah, rızkı kullarına lüzumundan fazla verseydi, yeryüzünde ne azgınlıklar yaparlardı."[8]
Ey kendini beğenmiş, mağrur adam! Seni hangi şey bu hâle getirdi ki, helâk oldun?
İnsanın âdisi, makama kavuşup zenginliğe konduğunda, ensesi de tokada kaşınır.
Ünlü Yunan filozofu Eflatun’un şu sözü ne kadar anlamlıdır: "Karıncanın kanatlı olmaması hayırlıdır."
Seni zengin etmeyen Allah, sana lâyık olanı senden iyi bilir.
Fotoğraf

Hiç yorum yok: